Zihniyet Değişimi Nedir?

Zihniyet bir şeye ve olguya nasıl bakıldığı; kişi veya toplum için taşıdığı ve/veya verildiği anlamdır. Zihniyet ki bazen buna bakış açısı, düşünce olarakta adlandırılır.

Zihniyetin iki temel anlamı vardır, Ya kişiye çok seçenekler sunar; olaya veya şeylere bakış açısını genişletir, zenginleştirir ve esnetir. Dolayısıyla kişi olay ve şeylere; yaşama yüklediği anlamla farklı bir boyuta gider ve adına başarı, mutluluk denen bir duruma ulaşır.

Bazen de kişinin bakış açısını daraltır, açmaza sürükler, katılaştırarak kişiyi başarısız, mutsuz yapar. Kişi olay ve şeylere bakış açısının doğrultusunda davranacağı için ne yazık ki aslında gerçek olmayan şeyleri ve olguları gerçekmiş gibi algılayarak kendini hayatını zindan edebilmektedir. Zihin zira algıladığı gerçeğe göre davranır. Algı o an neyse kişinin düşüncesi de odur. Düşünce kendine duygu ve davranış aracılığıyla yol bularak kendini gerçekleştirir ama sonuç kişiye yazılır. Zira kişi düşüncesi vasıtasıyla ya efendi olmuştur ya da köle…

Oysa zihniyet değişimi öğrenilebilir. Sadece biraz doğru bilgi, esneklik, düşünme yetisinin geliştirilmesi ve olaylara veya şeylere farklı açıdan bakabilmeyi gerektirir.

İşler yolunda giderken pek gerek duyulmaz zihniyet değişimine ama işler zorlaşınca, işin içinden çıkılmaz hale gelince, acılar veya açmazlar yaşanıldığında kişi için önemli sorunların çözülmesinde zihniyet değişimi; yani esneklik, olayların farklı yönlerini görebilme veya yaratabilme kaçınılmazdır.

Filozofların, bilim adamlarının, zihni kıvrak ve çözüm odaklı kişilerin, sanatçıların, edebiyatçıların, komedyenlerin, politikacıların, satıcıların kısaca her meslekte herkesin bilerek veya bilmeyerek yaptığı şeydir zihniyet değişimi. Kendimizden örnek verecek olursak daha önce sorun olan ama şimdi size düşündüğünüzde komik gelen ve “amma da abartmışım” dediğiniz birçok şeyde kendini gösterir irili ufaklı…

“gelecek karanlık görünüyor” diye düşündüğünüzde kendinizi düşüncenizi bir sorgulayın. Bu söz aslında derinlerde kime ait? Sizin mi yoksa başkasının sözünü mü tekrarlıyorsunuz? Daha sonra, karanlık derken? Diye sorun. Karanlığı tarif etmeye başlayan. Kim için karanlık, ne için karanlık? Karanlığın faydaları nelerdir? Veya aydınlık nedir? Geleceği aydınlık olmaktan alıkoyan şey nedir? Diye sorun. Yani biraz didikleyin düşüncelerinizi. Ne kadar sağlam, ne kadar gerçek? Karanlık veya aydınlık olmasında rolünüz nedir?..

Sonra sizi etkileyen kavramları seçin. Başarı, başarısızlık, mutluluk, mutsuzluk, zenginlik, fakirlik, arkadaşlık dostluk, ihanet,, sevgi, anlayış, evlilik, kadınlık, erkeklik, güç, zayıflık vs gibi. Örneğin sadece parası olmayana mı fakir denir? Parası, şöhreti veya malı mülkü olsa da zengin midir insan? Belki de çok fakirdir parasına ve gücüne rağmen, kim bilir…

Bu sorulara kendinize göre doğru yanıtları bulmaya başlayın zira ne ve nasıl düşünüyorsak ona dönüşmeye başlıyoruz. Oysa her şey kafada başlar ve biter. Zihninize fazla güvenmeyin. Zihin pireyi deve yapabildiği gibi, pireyi de deve yapabilir ama aklınıza güvenin. Aklı geliştirmenin yolu bilgiye ulaşmaktır okuyarak, gözlemleyerek, deneyip yanılarak veya başkalarının tecrübelerini merak ederek.

Zihniyet değişimi, sadece bazı özel kişilerin malı değildir. Düşünmeyi öğrenen, doğru bilgiye ulaşan ve onu olması gerektiği gibi kullanan; ezbere karşı olan ve yaşamayı seven insanların işidir.

Zoru kolay yapmanın yolu antrenmandır; becerene kadar da başarısız olmakta bu öğretin temelidir. Yeteri kadar inatçı, kararlı insanlar er ya da geç esnek, zengin ve erdemli bakış açıları ile hem kendilerine hem de başkalarına ışık olmaya başlayacaklardır…

Turgay BİÇER

27 Ekim 2021