Ayıp Oluyor Beyler !..

Başlık, günlük konuşma dilinde cinsiyet belirtmeyen, herkesi kapsayan ve insanları kendi davranışlarını kontrol etmeye ve farkına varmaya yönelik; genelde birisi tarafından kurallara uymaya davet eden önemli, bir o kadar muhteşem sözlerden birisidir. İnsanda var olan ve olması gereken kendini kontrol etme, utanma ve farkına varma durumlarına katkı yapar.

Durakta otobüs, minübüs, metro vs beklerken kişilerin -uygarlık ölçütlerinden- sıraya girmek yerine gelen otobüse, minibüse, metroya binmek için itişip kakışarak binmeye çalışmalar, yolda yürüyorsunuz ve hemen önünüzdeki birisi sigarasını tüttürmüş ( sigara sağlığa zararlıdır) sizi onun içtiği; bir arkadaşımın kanser çubuğu dediği meretin dumanını maruz kalıyor ve kokusunu koklamak zorunda kalıyorsunuz. ATM den para çekerken birisinin ağzında sigara ve yine o duman tüttüren garabetin kokusunu koklamak zorunda kalıyorsunuz. Sabah yürüyüşleri yapıyorsunuz, yürüyüş yapılan yerin kenarına pet şişeye çiş yapılmış ve yolun kenarına atılmış, içinizden bin bir türlü şeyler geçiriyorsunuz. O da yetmiyor çimenlik ve kırlık yerlere şişeleri, içilen ve içinde alkol barındıran kutular, şişeler ve sair çöpler atılıyor. Futbol maçı izliyorsunuz sporcu burnunu milyonların gözü önünde sahaya sümkürüyor. Yine maça gidiyorsunuz binlerce seyirci maç izlemek, futbolun zevkini yaşamak ve eğlenmek yerine hakemin doğru ya da yanlış bir kararında çileden çıkıyor ve ağza alınmayacak küfürler saçılıyor. Cep telefonlarından kim ve ne olduğu bilinmeyen numaralardan aranıyorsunuz ve kayda alınmış seslerden sizlere mal veya hizmet satmaya çalışıyorlar. E postanıza gelen bahis, dolandırıcılık ve sair e postaları yazmıyorum bile…

İstanbul’un merkezinde önemli bir yerde yaşıyorsunuz ama gece yarısı kamyonlar molozunu gözünüzün içine baka baka evinizin karşındaki arsaya veya parka boşaltabiliyor. Moloz yığınları dev bir tepe oluşturuyor ve siz sadece kızmakla kalıyorsunuz. Kaç kere belediye ki 100 metre mesafede – şikayetçi olmanıza rağmen yine de çözüm bulunamıyor ve o moloz yığınları ile yaşamak zorunda kalıyorsunuz.

Buna benzer bir sürü şeyler sayılabilir ama bu küçük ve önemsiz gibi görünen şeyler artınca, “Yeter artık! ve Ayıp oluyor beyler!”  diye haykırmak istiyorsunuz. İçinizde öfke kabarmaya başlıyor ve bu haksızlıkları hak etmediğinizi düşünüyorsunuz ama kime anlatacaksınız ki?..

Bir başıboşluk, umursamama, kayıtsızlık, adam sendecilik, kontrolsüzlük almış başını gidiyor. Biraz duyarlı olmaya çalışıp, bazı değerler içinde yaşamaya çalışınca adam yerine konmuyorsunuz. Şikayetleriniz ve söylemleriniz şımarıklık olarak kabul ediliyor, “Burası Türkiye kardeşim” deniyor…

Çağdaş ve uygar bir ülke ülküsüyle kurulan güzel vatanımda ne yazık ki bu değerler bir ütopya olarak algılanıyor. Üretmek yerine tüketmeyi, çalışmak yerine tembelliği, iri, diri ve bir olmak yerine ayrıştırmayı, sevmek yerine nefreti, saygı yerine saygısızlığı ve ötekileştirmeyi, emek vermek, çaba göstermek yerine kolaycılığı değer olarak benimsemek ve benimsetmenin faturası e yazık ki çok ağır oluyor… Ülkemizde birlikte ve anlamlı bireyler ve vatandaşlar olarak yaşayabilmek için, saygı kültürünü geliştirmek ve bu kültürü yaşam biçimi haline getirmek her bireyin ülküsü olmalıdır ve bu konuda asla taviz verilmemelidir. Eğitim önce bu değerleri benimsemekle başlar…

 

Turgay Biçer Ekim 2024